14 Ağustos 2011 Pazar

WRY BİLL KUŞUNUN GAGASI NEDEN SAĞA EĞİK?

Yeni Zelanda nehrinin kıyısında avlanan Wry-bill kuşlarının gagalarının ucu şaşırtıcı bir şekilde hep sağa doğru eğiktir. Kafasını sola çeviren kuş asimetrik gagasını kullanarak ağır çakıl taşlarını balık yumurtalarının üzerine iterek yumurtaları kırar ve yer. Bu kuşların kafasını sola eğerek yemeleri gereklidir. Çünkü, Wry-bill kuşları beslenirken aynı anda havadan gelebilecek bir tehlikeyi  gözetleme imkanına sahip olur. Bu şekilde başını bildiğimiz kuşlardaki gibi yere doğru değil yana doğru çevirerek sol gözüyle havadaki Şahin kuşları gibi yırtıcı tehlikelere karşı tetikte bekler. Yeryüzünü olağanüstü sırlarla donatmış olan güç ve akıl sahibinin bu sevimli kuşlara bir hediyesi olan bu yaratılış harikası aynı zamanda bilim peşindeki insanoğlu için hakikate ilişkin sarsıcı bir sinyaldir.

El Feneri Balığı, İnsanoğlu'nu Aydınlatıyor !


Gece olduğunda, el feneri balığı, kayalıklarda ya da mercanların arasında saklandığı yerinden çıkar. Herhangi bir ışığa karşı çok dikkatlidir ve eğer ay ışığı çok parlaksa ya da herhangi bir dalgıcın ışığını görürse hemen saklanır. Karanlığın sağladığı emniyetle birlikte el feneri balığı ışığını, avını bulabilmek, düşmanlarını şaşırtabilmek ve türdeşleri ile iletişim kurmak için kullanır. Parlak ışıklar, gözlerinin altındaki büyük organlar tarafından üretilir. Bu organlar, balığın kanına karışan oksijen ve şekerle beslenen ışık saçan milyonlarca bakteriden oluşur. Balık ışığı açıp, kapatabilir ve yiyecek ararken istediği yöne çevirebilir. Ürettiği ışık o kadar güçlüdür ki, otuz metrelik mesafeden bile görülebilir. Aslında, tek bir el feneri balığından gelen ışık bile küçük bir odayı aydınlatmak için yeterlidir. El feneri balığı bir çeşit kepenk görevi gören göz kapakları sayesinde ışığını yakıp, kapatabilir. El Feneri Balığı

El feneri balığının bulunduğu bölgede yaşayan yerel halk bu balıkları yakalar, ışığın parladığı bölümü çıkarır ve bu bölümü balık avlarken yem olarak kullanırlar. Işık organı balık öldükten saatlerce sonra bile parlamaya devam eder. Doğada bize sunulan önemli mucize örneklerinden biri olan bu balık, insanoğlunun hakikati arayışı için de bir fener görevi görmektedir. Görebilen için her üstün yaratılışta önemli ip uçları gizlenmiştir.

23 Şubat 2011 Çarşamba

Güve numarası yapan Örümcek türü: Bolas Örümceği

Bolas örümceği avını bir kovboy gibi kementle yakalar. Ancak bu artistik av sahnesinin öncesinde büyük bir hile yapar. Öncelikle ucunda yapışkan bulunan ve kement gibi kullanacağı bir ip hazırlar ve pusuya yatar. Ardından avını kendisine çekmek için çok özel bir kimyasal madde yayar. Bu madde, dişi güvelerin erkek güveleri çiftleşmeye çağırmak için salgıladıkları feromondur. Sahte çağrıya aldanan erkek güve, kokunun geldiği kaynağa doğru yönelir. Üstelik örümceklerin görme duyusu zayıftır ancak yine de güvenin kendine yaklaştığını hisseder. Çünkü güvenin uçarken çıkardığı titreşimleri algılama yeteneğine sahiptir. Neredeyse kör olan Bolas örümceği sahip olduğu sıradışı yaratılış özellikleriyle kementini atıp tek hamlede güveyi yakalar.

"Timsah"a dönüşen bir böcek: Laternaria

Timsah böceği diye de bilinen ve Güney Amerika'nın tropik ormanlarında yaşayan Laternaria adlı küçük böcek, kendisini avlamak isteyen maymun, sincap ya da kuş gibi avcıları korkutup kaçırmak için ilginç bir kamuflaj sistemine sahip. Düşmanıyla karşılaştığında kanatlarını ardına kadar açıyor. Kanatlarının üzerindeki desenlerinden dolayı birden küçük bir timsaha benzeyiveriyor. Bu görünüşüne ek olarak düşmanlarını kaçırmak için sarımsak kokulu özel bir kimyasal madde salgılayarak kendisini koruyabiliyor.

19 Şubat 2011 Cumartesi

Dört Gözlü Balık ! : Anableps

Güney Meksika'dan Güney Amerika'nın kuzeyine kadar uzanan nehir ve göllerde yaşayan Anableps adlı balık, aynı anda hem suyun altını hem de üstünü görebiliyor. Halk arasında "dört göz" olarak tanınan bu balığın iki gözü var, ancak her göz, her biri kendi odak uzaklığına sahip iki yarım küreden oluşuyor. Suyun yüzeyinin biraz altında yüzerken , su yüzeyinin üzerinde kalan göz bebekleri havayı tarıyor. Suyun altında kalan göz bebekleri de su dünyasını inceliyor. Böylelikle anableps balığı, hem uçan hem de yüzen canlılarla beslenebiliyor ve avcılardan rahatlıkla kaçabiliyor.